Mevzuat bilmiyorum ama gördüklerim hep kanalizasyona baglilardi.

Evet mevzuat var. Sokağa akmalı. Kanalizasyona bağlamak yasak normalde.

Not: inşaatçı

aslında mevzuvat var. yağmur hattı var yağmura bağlanmalı. İstanbul'içi konuşuyorum, bazı yerlerde 2 ana boru var. biri kanalizasyon. biri yağmur. yağmur hatta varsa bağlamak zorunlu. yoksa da apartmanın vs deposuna bağlasan çok güzel tasarrıf etmiş olursun

Balkon giderleri kanala, çatı oluğu sokağa.

Bir tarihten sonra inşa edilmiş binalar hep bu şekilde.

Yağmur sularını sokağa akıtmaz, kanalizasyona bağlarsanız iskan için incelemeye gelindiğinde iski onay vermez ruhsat almanıza.

Hatta kottan dolayı binanın arka tarafından sokağa yağmur suyunu ulaştıramıyorsanız;

bir kuyu açıp suyu burada biriktirmeli ve motor ile sokağa/yağmur suyu toplama hattına basmalısınız.

Baya baktım, braunun kendi sitesin de falan da, aynen sadece stand ve başlık farklı. O başlık detaylı tıraş gibi. Amazon uk de 15 pound iki ürün arası fark, tr de 300 lira olmuş. Tabii farklı satıcı olmasının da etkisi vardır.
Yalnız o başlık mevcut başlığın üstüne takılmıyor taraklar gibi, çıkarılıp yerine takılıyor anladığım kadarıyla. O yüzden de farklı bıçak olmuş oluyor. Youtubeda videolar da var bakmadım ama.

Son fotoğrafta model farkları ve özellikleri belirtilmiş, fark "detay kırpıcı" denen başlık.

Bildiğim kadarıyla mitsubishi nin birkaç elit modeli hariç ev tipi split klimalar içerideki havayı sirküle ediyor. Dışarıdan hapşırmayla falan bulaşacağını sanmam. şöyle bir risk olabilir. hepimiz çok az belki eser miktarda da olsa dışarıdan virüz, bakteri taşıyoruz ve bunun içinde coronavirüs de var. işte o az miktadaki virüs bir şekilde evin havasına karışırsa sürekli sirküle olacak. düşük bir ihtimal ama var böyle bir şey.

Filtreni temizlet ve dışarıdan getirdiğin bir şeyi ve elbiseni hemen balkona falan çıkar. içeride tutma. mümkünse klima çalıştırma saatini biraz azalt ama mecbur kullanacaksın paranoyak olmaya gerek yok

Hayır, iç ünite sadece içerideki havayı sirküle eder. Dışarıdaki ünite ile borular sayesinde gaz alışverişi yapar. Dışarıdan içeriye hava taşımaz.

klimanızın markası modeli ne? klima dışardan hava almaz diye kestirip atmayalım. dışarıdan hava alan veya dışarı hava veren çok çeşitli markaların modülleri var. en yaygın olanları arçelik ve beko'nun klimaları. bir ara inverter klima alanlara çift taraflı hava sirkilasyonu yapan duo fresh modülünü ücretsiz veriyorlardı. klimanızın iç ünite hava giriş kanalallarının hemen üstüne takılan ince uzun bir modül. iç üniteye bakınca anlarsınız zaten.

örnek modül: www.bekoyetkilisatici.com

Klimalarda hepa filtresi vs yok muydu? Bildigim kadsriyla o filtre cok guclu, baya bir sey engelliyor. Filtre bakimi yaptirabilirsiniz bence.

Sayın @krtkartal;

peki bu bahsettiğiniz parça bir havalandırma borusuyla evin duvarından dışarıya ulaşıyor mu?

Dışarıdan emiş yapabilmek için bu güçlerde bir cihaz için en azından 15 cm çapında boru döşenmesi lazım!

klima içerideki havayı sirküle eder. sokmaz dışarıdan hava..

sayın @John Bloor

evet iç ünite gaz hortumunun yanından bunun hortumu çekiliyor. modülün gücüne göre hortum kalınlığı oluyor. 50m3/saat olanların hortumuı 3inc tir. kapasite arttıkça hortum genişliği değişmiyor yanına paralel 3inc hortum çekiliyor. kapasitesine göre 20-25 / 40-50 santim kare şeklinde kendi dış ünitesi vardır. bazı markalarda klimanın dış ünitesinin içirisine bazı markalarda da klima dış ünitesinin sağına/soluna/altına/üstüne takılır. dış ünitesinde elektrik yoktur sadece filtreleri vardır.

bunlar çift yönlü çalışırlar, dışarıdaki havayı temizler içeri alır veya içerideki pis havayı dışarı atar.

her klima seti dışarıdaki havayı almaz diye genel bir tabir yanlış olur. 2 yıl önce beko bazı inverter klimalarında bu modülü hediye veriyordu. bu modülü kullanan beko klimalar ihtiyaç halinde (evde koku, ev havasını tazeleme vs) haliyle dışarıdaki havayı hepa ve karbon filtreden geçirerek ortama verir.

Hocam tamam sağlık önemli de bence abartıyorsunuz .nasıl bir korku 4-5 metre yükseklikteki klima dış ünitesinden korona kapacağımızı düşündürdü.

@krtkartal

arçelik 90044
arçelik 4705ys (bu baya bi eski)

linklediğiniz fotoğraftaki eklenti yok bizde.

siz çalışmıyorsunuz da muhasebeci arkanızdan çalışıyor. her ay belgelerinizi defter beyan sistemine giriyor, beyannamelerinizi veriyor. bunlara ara vermenin yolu işyerini kapatmak. muhasebeciye de ancak öyle ara verilir.

siz onunla çalışmaya ara verirseniz, o da sizinle çalışmaya ara verip, her ay vermesi gereken beyannameleri vermez ise, 5 ay içinde verilmesi gereken yanlış saymadıysam en az 9 ayrı beyanname (5 kdv, 2 muhtasar, 2 geçici vergi) için 9 x 2300 = 20.700 lira ceza ödersiniz.

Araba giderken motor sokmek gibi :)

Kanunen vergi mükellefi olduğun sürece bir mali müşavir ile çalışmak zorundasın, mükellef olarak kendi muhasebeni tutmana izin vermiyor sistem.

Muhasebecinle konuşup, işin olmadığını, şu kadar süre ödeme yapamayacağını söyleyip nasıl yardımcı olabileceğini sor.

bir sey soracagim, isiniz oldugu zaman, ornegin 5 kati makbuz kestiginiz zaman, 5 kati muhasebe ucreti oduyor musunuz ?

ayrica 150 tl bakiyorsa, calismaya devam edin. daha kaca baksin istiyorsunuz

meslek bu kadar ayağa düştü işte. smmm yim ama senin zihniyetindeki insanlar yüzünden hiç bir zaman smmm bürosu açmayacağım.

Insanların sinirlerinin ne kadar bozuk olduğunu gösteren bir soru oldu. Sadece salgın nedeniyle insanların zor durumda olduğunu düşünmek zor değil aslında. Ki iki aydır çalışmadığımı ve eylüle kadar çalışmayacağımı da söylemişim. Smm'li olduğuma göre işsizlik sigortasından ya da salgın nedeniyle verilen yardımlardan yararlanamayacağım ortada. Bunun yanında her ay Bağkur giderim var. Smm'de İlk senem ve her ay kibritsuyu'nun bahsettiği beyannamelerin verilmesinin zorunlu olduğunu bilmiyordum. Ön yargısız insan gibi bilgi veren arkadaşlara teşekkürler. Insanlık bin yıl daha birlikte yaşarsa birlikte hır gür olmadan yaşamayı öğreniriz

@ilkinci, olaylara sadece kendi acindan bakmadigin zaman gel konusalim ok ? senin durumun kotu, peki mali musavirin/muhasebecin ne durumda hic sordun mu ? gece,gunduz durmadan tum angaryalara ragmen calismaya devam ediyor. sgk,vergi dairesi, iskur, tuik ve nice kurumun isini o yapiyor, ustune kibritsuyu'nun bahsettigi agir cezalar var. ailesini goremiyor ya da cok az zaman ayirabiliyor. istersen cok daha fazla uzatabilirim listeyi! onyargisiz oldugun zaman gel konusalim, biz burdayiz!!!

mali müşavir de bir serbest meslek erbabı. yani o bahsettiğiniz salgın nedeniyle verilen yardımların hiçbirinden yararlanamıyor. her ay da sabit bağkur gideri var.

bunun yanında evet mali müşavir çalışıyor, ama parasını vermesi gereken çalışmadığı veya para kazanamadığı için ödeme yapamıyor. mali müşavirin "para yoksa iş de yok" deme şansı bulunmuyor. mali müşavirin o 150 liraya ihtiyacı var şu anda. çünkü herkes aynı şekilde "iş yok ki nasıl vereyim" diyip ilk önce mali müşaviri sallıyor. ama mali müşavir sadece devlet öyle istediği için parasını alsa da, almasa da çalışmak zorunda.

yarından itibaren uygulanacak olan sokağa çıkma yasağından mali müşavirler muaf mesela. niye? şu yukarıda saydığım 9 beyannameden sadece bir tanesini devletimiz ertelemeyip derhal istediği için çalışıyorlar.

o bir tane beyannameyi verebilmeyi mümkün kılan geçen yılın yıllık beyannamesi de var. onu vermeden yenisini veremiyorsun. onu erteledi devletimiz. ama yenisini ertelemediği için mali müşavir önce ertelenmiş beyannameyi de yapıp bitirmek zorunda. yani diyor ki binanın temelini atmanı temmuz'a kadar erteledim, ama birinci katın duvarını önümüzdeki hafta öreceksin, yoksa ceza keserim. duvarı da bir ay geç örsen olur, önce temel atma süresi dolsun demedi devletimiz, hemen istedi duvarı.

mali müşavir de ne yapsın, birinci kat duvarını örebilmek için temmuz'a kadar vakti olsa da temeli memeli atıp kat çıkmaya, işi yetiştirmeye çalışıyor. tek bir firma için de değil, defterini tuttuğu bilmemkaç tane mükellef için yaşıyor bunu, hem de bedavaya. o yüzden mali müşavir mecburen çıkıp sokağa çıkma yasağında işe gidecek.

mali müşavirin işini devlet buyuruyor, ama parasını devlet vermiyor. parasını vermediği gibi sürekli de sırtından inmiyor. o devletin çalışanlara sağladığı destekler geçen gün yattı ya, kim yaptı başvurularını, kim hazırladı evraklarını, kim başvurdu işkur'a mesela bunu kimse görüyor mu? 23 mart'tan beri gece doğru düzgün uyku uyumadım yanlış bir iş yapmayayım diye. nitekim yanlış iş yapmayayım derken eksik iş yaptım ve onaylamayı atladığım bir sgk bildirgesi nedeniyle 2 asgari ücret tutarında (5.800 lira) ceza yedim. ha söylemeyi unuttum, çalışan varsa o 9 beyannameye ek 5 ay için 5 tane de sgk bildirgesi var, zamanında vermeyince de böyle bir cezası var işte.

işçi çalışmıyor, devlet çalışmayan işçiye para veriyor. iyi de devlet kime hesaplattı o ödenekleri acaba bunu bir düşünen var mı?

parayı pulu geçtim, bir kişi de çıkıp teşekkürler sayenizde bu işler yürüyor falan da demiyor ki ben kendimi cidden öksüz hissediyorum.

hal böyle olunca "benim işler durdu, ama arkamdan, benim adıma, devlet zoruyla, ceza tehdidi ile cayır cayır çalıştırılan adamın parasını kessem mi çünkü sabit masrafım var" diye sorunca gösterilen tepkiye çok da şaşırmamak lazım.

Evet amortisör sorunu.
Değiştirmek güç gerektiriyor. Birkaç yıl önce eşim hepimizin koltuğunun amortisörünü değiştirmişti.
Ama kaça yaparlar bilmiyorum.

Herhangi bir alet edevat gerekmeden sadece kovvet ile amortisörü çıkarıp yenisini takıyorsun. Aslında çok basit ama bazen eski amortisör çok sıkışmış oluyor, o zaman da vurarak güç uygulayıp çıkarmak gerekli.

Yakınlarında ofis mobilyası satan bir yerler varsa götürüp yaptırabilirsin, ama koca koltuğu taşıma zahmetine gerek yok. İnternetten bir amortisör al ve kendin tak.

Satılır, ama bu sayıda takipçili hesap pek para etmez. 30-40 bin takipçili sayfalar var 300-500 liraya. (merak edip kurcaladım biraz ilgili satış sitelerini)

o sayıyla zor.
yani satılır; ama 50 tl, 100 tl arası bir fiyata satılır.

50-60 liraya zaten en az 10.000 takipçi veren siteler var.

Deneyin ama para etmez o takipçi pek.

Organik ve aktif takipçiyse, buradan yürüyebilir, 300-400 liralık bir satış yapabilirsiniz.

80'ler filmleri daha düşük butceli filmler genelde. Bundan olabilir.

Dijitale çevirmeden ham hallerinin ne derece sağlıklı saklandığıyla alakalı muhtemelen.

Filme değil de video kasete çekildiği için olabilir mi?

Düşük bütçeli bazı filmler, ortak noktaları da çok renkli ve düşük çözünürlük olmaları.

Sanırım doğrudan video kasete çekildikleri için, hani düğün salonu kamerasıyla galiba.

@i ve been mistreated +1

Sebebi darbe. 80de darbe olduktan sonra en çok yara alan sektörlerden biri de sinema oluyor, para akmıyor. Doğal olarak kalite de bozuluyor

Servise goturun. En azindan orijinal parca/yag taktiklarindan emin olursunuz. (Zaten eskileri posette size veriyorlar).

Ya da forumlarda rutin bakimda ne parca/yag kullaniliyor ogrenip siz satin alin internetten. Bi ustaya goturun sadece el isciligi verin. (Bunla ugrasmazsin gibi)

Yetkili servise götür, dediklerini yap. Anlamıyorsan birine güvenmen lazım, anlamadığını belli ettiğin an özel servislerde çok ciddi tokatlarlar.

arabanın garantisi var mı?

Garantisi yok.

Özel servisin sahibiyle babanın oğlu derecesinden biraz daha uzaksan yetkili servise götür sonra üzülürsün.

Önceki bakım kayıtları varsa oradan bakılabilir. Ben bir excel tablosuna ne zaman kaç km.de hangi serviste ne yaptırdım yazıyorum, faydasını gördüm. Hangi km.de ne yapılacağı araç kitapçığında yazılıdır. Yıllık veya 10.000km (kimi araca göre 15.000 km) hangisi önce gelirse yapılan rutin bakımda yağ, yağ filtresi, hava filtresi, benzin filtresi değişir. Balatalara bakılır vs. Akü ömrü ortalama 3 yıl, buji ömrü tahminen 60.000 km, polen filtresi 2 yıl gibi bilgileri, parçaları değiştirdikçe temin ettiğin yerlerden sorup not almak lazım ki benim gibi 3,5 yıllık aküyle tatile çıkıp yolda kalmayasın. Bence triger, abs ve hava yastığı ile alt takım gibi konularda güvenilir yerlere gitmek lazım.

Normal bakımlar için şimdi internette araç modeline göre hazır paketler var. Bir tane alıp sanayide sadece işçilik vererek değiştirilebilir.

Oto sanayiye git, bir parçacıya girip araç modeline uygun yağ/hava/polen filtresi ve uygun yağın ne kadar tuttuğunu sor. İkinci bir parçacıya da sor ve fiyatı karşılaştır kendince.

Hangi parçacıdan alacağına karar verdikten sonra "bu bakımı yaptıracağın güvenilir bir usta" var mı diye sor. Üçkağıtcı birini asla önermezler, referans git ve ona da fiyat sor.

Bu işçilik için 100 lira normal, ortalama 200 lira da yağ ve filtreler tutar.

bu işlerden hiç anlamayan biri olarak kendi yaptığımı yazayım. birlikte çalıştığım iki arkadaşımın iyi tanıdığı, bildiği, güvendiği bir opelci usta var sanayide, ona gidiyorum. ya bu arkadaşlardan biriyle gidiyorum, ya da arkadaşlar öncesinde arayıp arkadaşımız geliyor, yardımcı olursunuz gibilerinden bilgi veriyor ustaya. böylece ustaya güveniyorum beni öpmeyeceği konusunda ve her şeyi ona bırakıyorum. soruşturup öyle bir usta bulmanı önereceğim.

çok düşündüm de, her eşyamı eşit seviyorum galiba, seçemedim. hatırası olanları biraz daha çok seviyor olabilirim.
aslında duruma göre değişiyor. bazen yatağım oluyor, bazen ananemin aldığı yüzüğüm, bazen kadehlerim, özellikle kışın kombim...

eşya sevme konsepti benlik değil pek ama sahip olduğum için mutlu olduğum el yapımı don kişot ve sanço panza heykelciklerim var, madrid'den almıştım.

kulaklığım olabilir sanırım

su şişelerimi ve saklama kaplarımı çok seviyorum.

kitaplık, lambader, mac, kindle

galiba telefonum :) dusundum baska bisey bulamadim :)

Playstation 4

yangında kurtarmak isteyeceğim şeyler olarak düşündüm soruyu, liste uzun oldu.

ninemden kalan kurulup içine bozuk para atınca müzik çalan tahta bir kulübe şeklinde olan termometre.
üvey dedemin davul bagetleri, diğer iki dedemin plakları ve el radyosu .
annemin ördüğü battaniyeler ve işlediği goblenler.
annemle babamın evlenirken aldıkları dikdörtgen camlı büfe.
iki tablo.
normalde beyaz olan kısımları da kırmızı olan kırmızı deri converselerim.
bazı yüzüklerim.
yeni aldığım ajandam.
iki yıl önce aldığım bardaklarım.

ps4

Telefonum

Supurge

Bilgisayarım.

Hoperlörüm.

Marhall a parayı nasıl verdim bilmiyorum ama çok seviyorum.

kol saatim.

telefonum. bozulunca yerini dolduracak benzer bir model olmadığı için üzülüyorum.

Herkes ne kadar da romantik, dur bir kabalık yapayım;

Tabancam, aykırılık ya da espri olsun diye yazmadım. Düşününce en sevdiğim ve ilgilendiğim, üzerine düştüğüm eşyam tabancam.

İkincisi de laptopum olur, değerli bir laptop değil, hatta 7-8 senelik.

soruna aşina değilim, çözümü de bilmiyorum ama bir tahminim var: PSU içindeki sigorta hasar görmüş olabilir:

www.techrepublic.com

1000w icin atmamasi gerekir, atan sigorta kac amper ?

Sigorta 10 amperlikse, veya ayni sigortaya bagli baska cihazlar varsa, veya sigorta c tipi degil daha hassas bir tipse olabilir. 16 amperlik sigortay bagli prizle deneyin. Uzatma kablosu varsa onu cikarip dogrudan prize baglayarak deneyin.

Önce başka prizde dene, tekrar atarsa farklı bir PSU kablosuyla dene, tekrar atarsa PSU açıp içindeki girşi kontrol et, ısıdan veya farklı bir sebepten girişte bir kısa devre oluşmuş olabilir (çok zor).

Sigorta mi atiyor kacak akim rolesi mi?

LCD ekran gitmiş, gitgide büyüyecek o iz. Verilerini vs yedekle bir an önce ekranı görüyorken. LCD ekranın değişmesi lazım, başka çözüm yok.

Anladım teşekkür ederim. Peki orjinal ekran fiyatı ne kadar acaba bir bilgin var mı? Ya da orjinal olmayan bir ekran taktırsam sıkıntı yaşar mıyım?

Elinizdeki telefonu anlayamıyorum ama benim Samsung note5 e 900 lira istediler geçen sene. Yeni telefon alınacak gibi duruyor korkarım

Telefon samsung j5 pro hocam. Değer mi acaba yeni ekrana? Yoksa yeni telefon mu bakalım?

Ortalama 300 liraya yan sanayi ekran değişimi yaptırırsın.

İçinde 1 TL gibi sembolik bir miktar olması lazım.

hesabınızda para olabilir mi? bazen bu telsiz ücreti zımbırtısı nedeniyle bilmem kaç kuruş ya da 1 lira falan geri yatırdıkları oluyor hesaba. öyleyse arama yapabilirsiniz ama muhtemelen karşı taraf açtığı anda biter para.

@john bloor vodafone uygulamasını indirdim. 0 tl yazıyor.
@der meister hesabımda hiç tl yok.

Olabiliyor o, içinde bir miktar hediye filan tanımlıyorlar. Birde sevgili vodafoneda hattın kendine gelmesi diye bişey var :) 6 saatmiş.

Sleep fonksiyonu televizyonda olmalı, ki kumandadan o tuşa basarsak tv yazılımı bunu devreye almalı.

Akıllı kumanda cihazınıza olmayan özelliği katamaz, akıllı kumandanın numarası aynı anda bir çok cihazı tanıtıp tek kumanda ile kullanmak.

@John Bloor +1 ancak kumanda edilebilir özellikler eklenebilir.

Yapsanız yaparsınız şikayet olmadığı sürece ama yassak. İzin almanız gerekmektedir. Arsa uygun değilse izin vermezler

Sıfırdan yeni bir inşaat yaparken bile havuzun projesi evinkinden ayrı çizilip, ayrı bir proje olarak elimizde oluyor. Harçları vs ayrıca hesaplanıyor.

Prosedürü şu; belediyeye başvurup yeni bir imar durumuı alıp havuzla ilgili neler yapabileceğinize bakacaksını. Yola ne kadar, komşuya ne kadar yaklaşılır vs gibi.

Sonra tadilat projesi çizdireceksiniz, şu anki müstakil evinizin zamanında yapılmış bir projesi vardır, ona tadilat yapılacak. Gerçi belediyeden belediyeye de değişir, bu kadar yormadan bir bağış alarak izin de verebilirler.

Eğer şikayet edecek kimse yoksa doğrudan vurun kepçeyi, komşu ev vardır ama kışın boştur mesela, kışın yapın o zaman.

Kesin yapacağınız zaman haber verin üretim ile ilgili ip uçları vereyim, havuzcuların bile dikkat etmediği noktalar söylerim.

Maliyeti de iyi hesaplayın sonra pişman olmayın, filtrasyon, motor, tesisat, elektrik ve kurulum işçiliği 5000€ masrafı var ortalama. Betonarme inşaatı, yalıtım, seramik hariç.

sigorta mı mtv'mi?

2018'deki mtv'şi şimdi mi kontrol ettiniz. 6 ayda bir ödeniyor zaten.

evet atlatmış olabilirler. ikinci seçenek de dekontla ödemişlerdir dekontlu işlem olduğundan sisteme işlenmemiş olabilir. bayiyi arayıp işlemin dekontunu isteyin.

ben de aynısını yapmıştım 5 ocak'dı trafiğe çıkışım ve firma ödemişti. ben tabi dekontu falan da almıştım.

@scudman1: mtv

@ozdek: evet takip etmedim malesef. tesekkurler teyit ettiginiz icin, ben cok yanlis mi hatirliyorum acaba dedim. Bi arayip sorayim bakalim.

2017 sonunda çıkmış olmasın trafiğe? Kesin 2018 1 ocaktan sonra mı ruhsat tarihi?

Yasal olarak satıcı MTV ödemekle yükümlü değil, aranızda bir iyi niyet anlaşması yapmış olabilirsiniz. Demek ki ödememişler ilk taksiti, ama 2018'de hiç ödenmemiş görünüyorsa 2. taksiti de siz ödememişsiniz.

@John tesekkurler.
Yok kesin 2018 Ocak.
Iyi niyet anlasmasi mi emin degilim, cunku verdikleri teklifte de MTV yaziyor
Evet ikinciyi de ben odemedim.

Kulağında küpesi var mıydı ? Varsa kuduz aşısı oluyorlar diye biliyorum

vardı ama küpe kısırlaştırılmış hayvanlar için değil mi

@zeyna, hocam valla çok mutlu oldum şu an :D eminsiniz değil mi? bu karışık ortamda acile gitmek de hiç istemiyorum

kuduz salyadan bulaşır. köpeğin dişleri etinizi delip salyası kanınızla temas etmediği sürece bulaşmamış demektir.

ısıran köpeği belediyeye bildirmen lazım.

seni ısırdı bişey olmadı, demek ki agresif bir hayvan, çoluk çocuğu ısırır öldürür.

hemen belediyeye falan bildirin, hiç olmadı yerini değiştirirler.

Nerede yaşıyorsunuz? Şundan dolayı sordum yaşadığınız yerdeki kuduz aşısı yapan bir hastaneyi arayıp sormanizi tavsiye ederim en doğru bilgiyi onlar verir.

diş geçirme olması lazım, diş geçirme pantolon üzerinden olunca risk düşüyor. kanama falan olursa risk daha da artıyor. olayın oluş şekli de önemli. falan filan bir sürü parametre. ama risk 0 kimse diyemez. hemen sabunlu su ile yıkamak gerekiyor bölgeyi. kırsal bölgedeyseniz risk bir kademe artıyor. Türkiye'de her yıl kuduzdan ölen sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor, bazen sıfır ölüm veya 1-2 ölüm oluyor, onlarda genelde kırsalda, bu da istatistik tarafı. hastanedeki sürece gelince; özeller aşı yapmaz. büyük devlet hastanelerinde aşı sadece acil den girilerek yapılır.ben tuzla devlette oldum. acilde sarı bölgeden triaj a alınırsınız ve 15-20 dakika içinde işiniz biter çok yoğun değilse, ben gece 3'te gittim direkt dr un yanına girdim. aşı başlar ise 4 doz uygulanıyor. ilk gün bana tetanoz da yaptılar. 0-3-7-14. günlerde kuduz aşısı yapılıyor. sonraki gelişlerinizde hiç sıraya falan girilmiyor direkt aşı odasına girip aşı oluyorsunuz, 5 dakikalık süreç. ilk doz aşının erken başlaması önemli, ne kadar erken o kadar etkili oluyor aşı. 1 haftadan sonra falan giderseniz aşı başlamayabilirler. karar sizin.

Pantolonda bile yırtılma/delinme yoksa, doğal olarak cildinizde de bir yırtık, yarık, kanama yoktur.

Olmadığını kendiniz de görmüşsünüz, boşuna evham yapmayın. Hayvanın kuduz olma ihtimali çok düşük, hadi diyelim kesin kuduzdu bu hayvan, e size bulaşması için cildinizde bir giriş yeri olmamış ki.

Korkmayın.

köpekten kuduz vakası türkiyede yok denecek kadar az. kuduz asıl olarak kemirgenlerden geçiyor.

Android sürümünüz marketteki uygulama için eski kalmıştır.

Uygulamanın eski sürümünü apk olarak indirip kurabilirsiniz, bir de benim başıma ipad ile gelmişti aynı şey. Youtube için ios sürümü eski diyordu, biraz kurcalayınca kütüphanede önceden indirdiğim sürümü tekrar yükledi.

Yani marketten yeni alıyormuş gibi değil de önceden yüklediğiniz uygulmalar kısmından bi bakın önce.

aynı sorunu netflix'te yaşadığımda telefona root atmıştım. sonra format vs. attım ama yine de düzelmedi.

Dolabınızın büyüklüğünü bilmiyorum ama ben bütün mutfak dolaplarımı bu boya ile boyadım. 500 ml yetti de arttı bile. Bu kadar büyüğüne gerek yok bence. 3 kat boyadım. 1 kat vernik attım, parlak sevmediğim için verniğin üstünü 1 kat daha boyadım. 2 yıldır kullanıyorum bi sorun yaşamadım. Ufak tefek yerleri bazen soyuluyor. Onu da minik bi fırça ile boyuyorum.
Muhakkak her kat arası 24 saat beklemeniz lazım yoksa ruloyu sürünce alttaki boyayı da kaldırıyor.

Zımparalamaya vs gerek yok. Temiz ve kuru olsun yeter.
Boşluklar için bir şey öneremeyeceğim.

Desenler macunla doldurulabilir, ama kapakları kapatıp açtıkça zamanla çatlayıp yerinden ayrılmaması için birşey yapılmalı.

Belli aralıklarla küçük vidalar atılıp vida başlarının dışarda kalması, ama tabi asıl zeminden taşmaması sağlanmalı, böylece macun vidalardan kuvvet alır donduğunda.

Basit tamir macunları çatlar, en güzeli çelik macun olur.

www.burotime.com

Bayilerden birinin online satışı olabilir, size yakın olanlara bakmak lazım.

günlük fatura çıkarır. atıyorum 30₺ lik paket kullanıyosunuz. 4₺ ödersiniz. eğer paketinin tamamını 4 günde bitirirsen paket fiyatını da çıkarabilir ama aylık paketi 4 günde tüketmek çok zor olsa gerek.

Eğer her ayın 10'unda yeni bir paket tanımlanıyorsa kullan kullanma o paketin parasını alabilirler, bu yüzden fatura kesim tarihini hesap edip taşımak lazım.

takvimi sadece bir ornek olarak soyledim aslinda. Kisa cevai olam seyleri siteye girmeden direkt gosteren bir sey ariyorum

Ben de yazınca @Eksiduyuruhesabim gibi sonuç gördüm.

Sizin özelinizde bişey sormak istiyorum doğalgaz kullanmadığım için bilmiyorum
Bu doğalgazlarda sayaç yok mu ?
O sayaçlarda rakam görünüyor mu ?
Mesela su sayaçlarında atıyorum 000254 yazıyor. Geçen ay ki faturaya bakıyorum 000244 yazıyor. Demek ki 100 m3 su harcamışım demek. Bunun ücreti de belli. Doğalgazda böyle bir karşılaştırma yapılabiliyor mu ? Faturadaki harcanan sayaçtan farklı mı ?

sayaç var. o yolladığım faturalarda ikinci sütun tüketim miktarını gösteriyor

mart faturanda ilk endeks son endeks
son gelen mayıs faturanda ilk endeks son endeks kaç. onlara bakıp bir de saatte ki sayaça bak. herşey doğruysa ya çok tüketmişsin ya kaçak var ya da saat bozuk

10 gün fazlalık var zaten okuma tarihi olarak yani 40 günlük fatura. Ocak Şubatta diğer aylara epey fazla. Eğer takip eden aylarda en azından Ocak gibiyse çok fazla değil gibi eğer sayaç üzerinde ki rakam buysa. Tabi kullanım şeklini siz bilirsiniz. Eğer çok dikkat ettim az kullandım diyorsanız sıkıntı var.

Bu kadar şeyi şundan sordum bizim burada su faturalarında herkes isyanda sebep son faturanın çok gelmesi ama aslında çok değil.

Belediye mart ayını okumamış şubatın yüzde 80 i olarak faturalandırmış. Yani her ay 100 tl gelen bir aboneye mart 80 tl gelmiş. nisan 120 tl gelmiş. Vatandaş diyor ki bana hep 100 geliyordu niye 120 geldi. Acaba böyle bir durum mu var diye düşündüm.

Size özel bir şey değil ki, ortalık yıkılıyor bu ay İgdaşın fazla fatura kesmesinden dolayı. Bekleyelim bakalım sonu ne olacak?

cevabı uzmanlara bırakıp kendimce yorum yaparsam; tonu değiştirmek mi oluyor bilmiyorum ama her ana dilde farklı gırtlak yapıları geliştiğini biliyoruz; çinliler olsun, ispanyollar olsun farklı dilleri telaffuz ederken zorlanabiliyorlar, vice versa. ton açısından da aklıma gelen ispanyolca konuşanların sesleri daha çatallı daha kalın oluyor sanki.

Çalışırsak neden olmasın? En iyi örnek dublaj sanatçıları, ben Kurtlar Vadisinde Erhan ve Abdülhey karakterini aynı adamın seslendirdiğini öğrenince çok şaşırmıştım mesela.

Duyuruyu okuyunca denedim, farklı ve daha tok bir tondan konuşabiliyormuşum. Ama bu bir taklit, sürekli böyle konuşmak çok zor. İster istemez insan kendi ses tonuna döner.

"Ailemizden duyduğumuz tonlar" bu kısıma katılmıyorum, öyle olsa ses tonumuz ailece aynı olurdu.

ailece aynı zaten?
yani tıpatıp değil tabiki ama insanların anne-baba ses tonlarına çok benzer bi yerden konuştuğu fark edilir bişey.

İnsanların sesi ergenlikte oturuyor. Bazı kişiler ergenlik sonunda ince sese sahip olabiliyorlar ve ileride bu ses onlara rahatsızlık verebiliyor (Özellikle erkeklerde toplumsal cinsiyet rolüne bağlı). Ses terapisiyle bu tarz ince ses tonlarını kalınlaştırmak mümkün.

Normal görünmüyor.
Yetkili servise değil, özel servislere giderek fiyat araştırması yapın.

Zaten 8 litre yağ alıyor şanzıman yağını niye değiştiriyorlar ki. Otomatik mş manuel mi

Otomatik.

Yağın litresi 80-100 lira gibi olmalı, çok da fahiş değil gibi.

böyle durumlarda, hangi marka hangi model yağı koyacaklarını sor.

yağı kendim alsam kaça olur de. burası kilit nokta.

yağ ücretini öğrendikten sonra filtre miltre zaten 3 kuruş şey. geri kalanı hesaplarsın. hatta hangi filtrei hangi marka onu bile sormak senin hakkın.

kaldı ki muhtemelen, orjinal değil en ucuz yağı koyacaklar. ve yine muhtemelen varil olarak aldıkları için senin aldığında 2 3 katı ucuza gelecek.

Evet, uzun süre kulaklık olması iyi değil, ses olmasa da havasız kalan ortamda bakteri filan ürüyordu sanırım.

leucophyla ya da Sarracenia Flava etebur bitkiler var. Bunları ekebilirsin ya da elektronik sinek kovucu.

Kırsalda değil ama yazlıkta kullandığımız bir ilaç var:

urun.n11.com

yoğun bir karışım olacak şekilde su ile karıştırıp sineklerin konduğu duvarlara sıkıyorsunuz.

Bir de sinek tuzağı veya sinek kapanı diye aratırsanız bazı tuzaklar var. bunları alabileceğiniz gibi kendiniz de yapabilirsiniz. Ancak bunları denemedim. Etkinliğini bilemiyorum.

içi sıvı dolu kaplar var onları araştırın, sinekler içmeye geliyor düşüp ölüyor.

Youtube'da bir çok ev yapımı tuzak çeşiti var, pet şişeyi ortadan kesip içiçe koyup içine sineklerin ilgisini çeken karışım sıvı doldurulan vs.

videoların hepsini denedim, karasinekler gelmiyor onlara küçük meyve sinekleri geliyor..

Meşe'dir.
Hatta herhangi bir toprak hazırlığı yapmadan tohum atılsa bile o tohumun tutunabilme özelliği vardır.
Ama Ankara'nın kıraç toprağında Karaçam'ı bile tutturmak, emek ister, sabır ister.
Ekmeyi düşündüğün yer özel bir yer değilse (sulak, alivyonlu, vs) hiç umut yok.

Ankara koşullarında Çam ve Dut ağacı sanırım.

En doğru yöntem tohumu ayrı bir ortamda, uygun bir yerde çimlendirip. Filiz/fide olduktan sonra asıl yerine ekmektir.

Ben gecen sene terasin altinda on on iki buyuk saksida farkli domates yetistirdim, hic domates almadim disaridan.

Acemiler icin buyumus ancak meyve vermemis fide alin derim. Domates cok isigi seviyor ama yukaridan hic yagmur yememesi lazim. Balkonun ustu kapaliysa harika olur.

Bir kere iyice gubreleyin, domates gubreyi seviyor. Isirgan otundan inanilmaz etkili bir gubre yapimi sekli var. Bu konuyu arastirin.

Cok sulamayin.

Dusen, yesil kalmis domatesi camin onune koyup kizartin, atmayin sakin.

Biberde basarisiz oldum ben gecen sene cok gec diktigim icin. O konuda yorum yapamayacagim. Salatalik da hic yetistirmedim.

Ben geçen sene biber yetiştirdim. 1 Şubat'ta tohumu ektim yanlış olmasın temmuz muydu Ağustos muydu ilk meyveyi almam (kızarması çok sürdü). Bu dediğim acı biberdi, tatlı biber daha çabuk büyür ama yine de çok ürün almanız zor tohumdan yetiştirirseniz. Fide almanızı öneririm. Domates daha çabuk ürün veriyormuş, ben de fideyi son yerine aktardım bugün, bakalım meyve alabilecek miyiz.

Biber iki tane konabilir dediğiniz saksılara (acı biberde 3 tane bile konur) ama domates ve hıyar için (domates bodur varyete değilse) 1 saksıya 1 tane daha uygun olur sanırım.

1-Hıyarın (meyvenin) cinsine göre, yetiştirme ve gübreleme/sulama yöntemine göre farklılıklar olur. Profosyonel tarım yapanlar belirli bir kg aralığı verebilirler ama biz hobiciler için rakam vermek çok zor.

Sezon boyunca çiçek açtığı sürece o çiçekler meyveye döner, hobi olarak yaptığımızda tek ya da iki seferde hasat olmuyor pek. Meyve büyüdükçe koparıyoruz küçüklerin büyümesini bekliyoruz.

2- Sebzenin türüne göre sıra aralığı 40-60 cm hatta bazen 80-100 cm kadar açık olmalı, çok sık dikim yapılmaz. Fideyi diktiğinizde "ulan aralar çok boş kaldı" diyebilirsiniz ama bu fideler büyüyünce dolacak o boşluklar.

Toprak litresi çok önemli, 30x30 çok küçük bir saksı. Tek tek her sebze/meyve için kaç litre saksı gerekli yazan bir liste vardı, bi aramayla bulunabilir. Yanlış hatırlamıyorsam hıyar için 20 litreydi mesela.

3- Gübre hesabı çok önemli, iyi geliyor diye gübreye hesapsız dayanırsanız hiç meyve vermeden dev gibi bitkiniz de olabilir, meyveler gereğinden fazla irileşip yarılabilir de.

Aslında gübrenin de ince hesabı var, gram gram. Bu sene ben 5 lt suya ilk zamanlar bir kapak, 3-4 hafta sonra 2 kapak, daha sonra 3-4 kapak 20-20-20 gübre atarak çalkalayıp haftada bir kez gübreli su veriyorum, kapak hesabını aşağı yukarı gramajı hesaplayarak yaptım.

Aslında şimdi aklıma geldi, bir iki tane fideyi test için ayırıp daha yüksek oranda gübre verip deneyeyim sonuçları.

Son olarak tohum çimlendirmek için çok geç kaldınız, hazır fide alıp dikmek için en uygun mevsim. Ben tohumdan çimlendirip yetiştiriyorum fidelerimi.

Ucuzsa siteden, değilse pazaryerinden. İade edersem paramı geciktirirler mi korkusu olmuyor en azından.

İmza: Kendi sitesi ve pazaryerinde satışı olan birisi :D

nerede ucuzsa oradan alırım. gördüğüm kadarı ile genelde ilginç bir şekilde kendi sitelerinde daha pahalı satıyorlar. bunu da anlamıyorum. hem komisyon vermeyeceksin hem de daha pahalı satacaksın.

imza: sıradan internet müşterisi.

Güvenlik ve muhatap çok önemli, bu yüzden saydığın siteler veya benzerinden alırım ürünü. Ha değişik bir üründür, bu sitelerde yoktur, sadece satıcının kendi sitesinde vardır. Pahalı bir ürün değilse kendi sitesinden alırım, pahalı bir ürünse yine şüphe ederim.

% olarak daha uygunsa kendi siteleri. ama değilse pazaryeri. çünkü pazaryerinin kazıklanma durumunda hakkımı koruyacağını düşünüyorum. defalarca da böyle oldu.

Ben de eticaret sitesi sahibiyim ancak malesef bu durumda pazaryerini tercih ediyorum. Özellikle pandemi sürecinde bir çok firma iflas ederken son tüketiciyi de mağdur etti. Sipariş verdiği ürünü yollamadı, iadesini yapmadı vs.

Babanızın yol vermiş olduğuna emin misiniz? Yaya geçitlerinde bile yayaya yol verme oranı çok düşük.

İtiraz edin, delil yoksa iptal edildiğne dair bir sürü haber ve yorum okudum eskiden.

Ama yanlış hatırlamıyorsam önce ödeyip sonra itiraz ediyorsunuz galiba.

alırsınız. bizim de başımıza geldi. ama bizde kanıt sundular ve ödedik :). yine de içimiz rahatladı, en azından boş yere ödememiş olduk diye düşündük. Siz de belki kanıt yoktur dediğiniz gibi, bu durumda iptal edilir ama önce ödemeniz gerek cezayı.

haksız kesildiyse alırsınız tabi itiraz edin.

yaya geçidinde yol vermeyene en az 30 ceza puanı getirmeleri lazım. 600 tl de çok düşük. al sana ek gelir kapısı. 600 tl den bir günde 100 bin yaya geçidi ihlali kaydetseler kalkınırız. sadece bostancı köprüsünden e-5 e bağlanan yoldaki yaya geçidinde bile milyonlar kazanılır.

1 ayda herkes yayaya yol verir hale gelmezse namerdim. bkz ingiltere örneği.

@ozdek yapmadığımız birşeyi nasıl ispat edebiliriz ki?şans eseri o gün şehir dışında olsak mesela güzel bir kanıt olurdu ama ne yazık ki böyle bir durum yok. biri sizi suçluyorsa kanıtını sunması gerekmez mi? ben şimdi orada "iddaa edilen şekilde" yol verilmeyen yayaları nasıl bulabilirim ? böyle bir dava için sokak kamera kayıtları da paylaşılmıyormuş. babamın o gün iddaa edilen güzargahta gitmediğini google üzerinden bulsam, bu sefer arabayı başkasının da kullanma ihtimali var diyebilirler. her türlü çok yanlış ve haksız bir uygulama.

öle kolay iptal olmuyor. kanıt olması lazım. orda olmadınızı kanıtlayacak şeyler.

Fahri trafik müfettişleri boş adamlar değiller geneli emekli memur polis asker vs vs. Yıllarca devlet işi yapmışlar emekli olunca da kendilerini önemli tutabilir kılmak için Fahri trafik müfettişi okuyorlar. Fotoğraf çekmek bir telefona bakın. Onlarda itiraz geleceğini biliyorlar. Aracına kamera taktıran fahri trafik müfettişi biliyorum.

Sahiller, parklar, bahçeler, piknik alanları vs yasak.

sahilden uzak durarak istediğiniz yerde yürüyebilirsiniz. sahilde yürümeyin de caddede yürüyün misal.

şimdi gitsen ceza yersin ama mesaileri bitince hele iftar saatinde falan git yürü. in cin top oynuyor :)

zeytinburnu sahilde yüzlerce insan yürüyordu geçerken gördüm. o yasak sadece manzarası güzel ve nispeten daha iyi semtler için geçerli bence :D

ya yasak ama bir şekilde yürünüyor.
gene de panik oluyor insan. güneş göreyim derken stres olmayı da bir arada yaşıyorsun yani... :/ ve uyarıyor polisler haklı olarak.

Valiliğin organize etmesiyle sadece sağlıkçıları taşıdılar geçen hafta.

Yetenekle.

yetenekli olmanın okulla alakası yok ki.

mezuniyetle beste yapmanin bir ilgisi yok. yetenek.

İlk okul mezunu da olabilirdi, bu iyi bir bestekar olmasına engel değil ki!

Bu bir yetenek, eğitimle okulla alakası yok, bu konuda eğitim alsa yeteneğini geliştirir insan.

Beni al dünyanın en iyi konservatuarlarında eğit, yine de bi satır beste yapamam.

belli ki çevrende lise diplomasına sahip zehir gibi dediğimiz o insanlardan hiç yok..

insanlar bir çok sebep yüzünden lisans okuyamazlar, özellikle geçmişte bu durum daha fazlaydı.

Tatlıses de böyle. Adam okul okumamış.

steve jobs lise mezunu olup nasıl bu kadar güzel cihazlar yapmış?
Bill Gates lise mezunu olup nasıl bu kadar büyük bir yazılım şirketi kurmuş?

üniversite'nin kattığı bir çok şey var ama bunun yanıdna ciddi bir zaman kaybı. üniversitede edindiğim hiçbir bilgi pratikte şu an işime yaramıyor. entellektüel olarak evet çok şey kattı ama bu kadar.

livaneli'nin hayatında en son şaşılacak şey lise mezunu olup iyi beste yapması.

adam lise mezunu olup birleşmiş milletlerin ün üst düzey büyükelçi seviyesindeki kırmızı pasaportuna da, yıllar sonra ise türkiye cumhuriyeti milletvekili olarak ülkenin en üst seviyedeki diplomatik kırmızı pasaportuna da sahip olmuş.

film yönetmenliği, çok satan/çok okunan yazarlık yeteneği, politika adamlığı filan var. yine söyleyeyim en son şaşılacak şey adaman iyi beste yapması. onu babam da yapar. ama yapamıyor çünkü yeteneği yok. livaneli ise daha 15 yaşlarında hala büyük ustaların bile beceremediği bağlamada şelpe tekniğini kullanabilen bir yetenek.

bir de atilla özdemiroğlu gerçeği var zülfü abinin olayında. onu da es geçmeyelim. atilla özdemiroğlu'na kadar işleri başka. ondan sonra bambaşka olmuş. oradan da çok büyük bir birikim ve görgü geçmiş.

@elestirman +1
Adam doğuştan sanatçı.
Senin dediğin mantıkla şu an üniversite mezunu olan herkesin şahane besteler yapabilmesi lazım.

gökhan özoğuz da lise mezunu sanırım ama informal olarak iyi bir müzik eğitimi almış. üniversite fazla abartılıyor. sonuçta bu adamın işine yaramayacak akademik bilgileri ezberlemesi onu nasıl daha iyi bir müzisyen yapacaktı ki? eğitim önemli ama alanında eğitim almak önemli. üniversite de aslında uzmanlık sağlayan bir alan ve bence bambaşka işler yapmak isteyen biri üniversiteye gitmeyebilir. türkiye'de bir zorunlulukmuş gibi algılanıyor.

bir de edebiyattan ornek verelim, Yasar Kemal..
Belki de dunya edebiyatina ilk 50 veya 100 den girer, yanilmiyorsam en fazla ilkokul mezunudur

Arkadaşların yorumuna ekleyeceğim bir şey kalmamış. Yaratıcılık gerektiren bir işteki başarının neden-sonuç ilişkisini akademik eğitim durumu ile açıklayamayız.

Teknoloji o kadar gelismedi. Yoksa ebeveynler coluk cocuga chip taktirir takip ederdi :)

Sim kart takılı telefonda bir enerji olduğu için takip edilebilir, ama hiç bir enerji kaynağı olmayan chip (sim kart, kredi kartı ya da kimlik) cüzdandayken takip edilemez.

Sim kartından takip işinin nasıl işlediğini tekrar araştırın. Doğru araştırmayı yaptığınızda söylediğiniz saçma olduğunu anlarsınız. John Bloor ipucu vermiş aslında

En meşhurlarından ve fiyatı çok kazık olmayanlardan biri direnc.net, bir iki kere ucuz alışverişler yapmışlığım var.

Ama dediğiniz pek mantıklı değil, elimde her ölçüden kond. direnç, diot vs olsun derseniz elektronik malzeme dükkanı açmak gibi bir şey bu.

Başladığınız projede ne lazımsa hepsini tek seferde almanız mantıklı.

hmm tedariği proje bazlı yapın diyorsunuz, tamamdır :)

Ne yapacağınıza göre alın. Mesela evdeki perdeleri veya storu otomatik telefonla kontrol edilebilir yapın. Ya da gece ışığı yapın siz yürürken ayak ışığı versin vsvs.
Kendi devrenizi kurmayacaksanız(bence kesinlikle uğraşmayın kart basmayla falan ev kullanıcısı için aşırı gereksiz) arduino alın devam edin. Hepsinden 2-3 istiyorsanız aliexpressten alın direnç ve kondansatörü. Direnç lazım oluyor da kondansatör kart basmayan birisi için çok lazım olmuyor.
Başta arduino+direnç+led ile çoğu şeyi simüle edersiniz. Pahalı setlere para vermeyin bence.

Görünüşe göre genel set oluşturmak için direnç alınacak son site direnc.net olsa gerek çünkü 50 adetten aşağı satmıyor. Ucuz elemanları uygun fiyat veren herhangi bir siteden derleyip alabilirsiniz.

@mikro patlama evet ben de ona bakıyordum şimdi 50adet limiti varmış.
@bahoho öneriler için teşekkürler

aletler kaliteli olsun. havya-lehim teli-pompa en asagi proskit olsun. ekipmanlari da ihtiyaca gore almak en iyisi. 'arduino ile ugrasayim' diyorsaniz zaten breadboard uzerinden calisabileceginiz dusuk seviye bi kit is gorur. sonrasinda 'su projeyi yapayim' dediginizde sadece o proje icin gerekli malzemeleri alin. 'su da lazim olur alayim dursun' dediginizde bi sure sonra 4-5 cekmece dolusu gereksiz malzeme oluyor. benden hala ir sensor falan cikiyor sagdan soldan. kurtulmasi cok zor oluyor.

Gençler 50 adet direnç meselesine takılmşsınız ama direnç değersiz bir şeydir, dükkana da gidip alsanız taneyle vermezler.

50 tanesi 2 TL zaten!

@John Bloor Doğrudur, direnç ucuz birşeydir ama 100 farklı değerden oluşan bir sete 200 TL verip 5000 tane direnç almak da pek mantıklı değil. Daha uygun fiyatlı siteler var.

ne vergisi? emlaksa belediyelerin web sitesinde kredi kartıyla ödeme var. kimin tc sini girersen onun borcu çıkar.

Her belediyenin basit bir e ödeme sistemi var, hızlı ödeme/hızlı giriş seçenekleriyle üye olmadan da sadece tc no ile girip borç sorgulayıp, herhangi birinin kredi kartı ile ödeyebilirsiniz.

Maliye ile alakalı vergi ise yine internet vergi dairesinden kartla, ya da devlet bankalarının internet şubesinden "başkasının adına vergi ödeme" seçeneğiyle ödeyebilirsiniz.

90’larda belki starda tekrarlri yayinlanmis olabilir ama seksen ortasi ya da sonlrina dogru yrt’de yayinlaniyordu. Ama yilindan emin degilim. Ayni donemlerde bir cok yabanci dizi yayinlaniyordu. Sitcom formatimda
Altin kizlar
Muhtesem yabanci
Kara simsek
Rosanne

Wikiye göre 86-90 arası abd'de yayınlanmış, beyazperdeye göre trt 80 lerin sonlarında yayınlamış yazıyor, kalan d ise 90'larda tekrar yayınlamış.

11 Nisan 1990'da yayına başlamış Türkiye'de.

i.hizliresim.com

yazdıgın ölçüler büyük ihtimal inc biriminde. aşagıdaki linkten ölçülerine göre karar verebilirsin. ne için kullanacagın önemli. ordaki l ölçüsünün değişmesi a ölçüsünüe baglıdır. sebebi basit broken tork hesabı.

fiyatı size kalmış. izeltaş iyidir.
www.izeltas.com.tr

edit: ben 12" seçerdim. büyük ama iş yapar.

Bahsettiklerin inc değil mm evinde kullacaksan fenelde küçük numaralar iş görürü haricinde en cok kullanılan 17 19 24 izeltaşın veya başka bir markanın kombine diye geçen bir tarafı yıldız bir tarafı yaprak denen modelden alabilirsin kısa boy bi de kaliteli kurbağacık alırsan karşılıklı sıkmak için lazım olur black decker bits uclu tornavida seti de cok iyi hem tornavida cok fazla sayıda ucu var hem de civata sıkarsın

10" idealdir. 8" bazı musluk ve bataryalara yeterli gelmiyor.
Evde kullanacağınız için en ucuz bulabildiğinizi alabilirsiniz.

Kavram karmaşası olmasın, size lazım olan "kurbağacık"tır, ingiliz anahtarı daha farklı.

Bir evde bulunması gereken ölçü en azından ağzı su saati vanası (3/4) ölçüsüne uygun olması lazım.

Onu da yarım saattir bakıyorum bulamadım netten, çap ölçüsü var hep.

12" yeterli olur gibi, senede belki de bir kaç senede bir kullanacağınız bir alet için profosyonel ekipman almaya gerek yok. Bir hırdavatçı bi milyoncu dükkanına gidin ve alın.

Duvarda basan profiller mutlaka vida ile tutturulmuştur. Yoksa silikon tek başına onu ayakta tutar, fakat banyoda dengenizi kaybedip cama yaslanır veya güç almaya çalışırsanız, 1-2 kez sonra bırakır veya en iyi ihtimalle su kaçırmaya başlar zaten. Siz yine de vidalanmış mı kontrol edin, eğer öyle ise ilk önce eski silikonları temizleyin, kurutun ve sonra da yeni silikonları çekin.

Geçmiş olsun.
En azından duvara vidalamakta fayda var ancak belli ki onu yapabilecek durumda değilsiniz.
Silikonu profil ile duvar arasına sikarsaniz baya tutar ancak tavsiyem şu,
1. Montaj Silikonu alin. İnce bir şekilde profile sıkın sonra duvara yapıştırın. Mümkünse tahta ya da koli bandı gibi bir şeyle duvara doğru biraz bastıracak şekilde 1 gün kalsın.
2. Normal bir mastik ve kağıt bant alınm (maskeleme bandı)
Duvara ve profile arada 2 3 mm Aralık olacak şekilde yapıştırın. Üzerine mastigi sikin, parmakla üzerinden geçin sonra da kağıt bantları sökün.

Vidalamaları yapmış tutturulacak yer fayans. Banyolar komple fayans yani. Dediğiniz gibi yapayım o zaman. Teşekkür ederim

Duvara vidaladiysa tabana vidaya gerek yok. Ama yukarı kaldıramayacağınız için altına ya da araya montaj silikonlu sikamazsiniz. Sadece 2. Maddeyi yapabilirsiniz bu durumda.
Bir kaç tane silikon çekme vidyosu izleyin.

Küflenmeyen kaliteli silikon alın, e tabi tabancası da lazım, plastik olan tabancalar sizi idare eder.

Ayakta durduğuna göre vidalanmıştır +1

Sadece silikon çekin yeter, çok fazla sıkıp silikona bulamayın ortalığı.

model olarak 1

fakat bisikletlerin kadro boyu- iskeleti diyebiliriz - kullanacak kişinin vücuduna uygun olmalı, yoksa rahat bir sürüş olmaz, yorar, kol sırt ağrıtabilir

kadro boyu belirtilmemiş bisikletlerde ne gönderileceği belli olmaz

internette kadro boyu nasıl seçilir açıklamaları var hatta youtube da videolar da var, acele etmeden bunları bir araştırın

hangi boya kaç kadro uygun çizelgeleri de bulunuyor, deneme şansınız olmadığı için bunlara da bakabilirsiniz

Hicbirini almazdım. Bisiklet dış görünüşüne göre alınmaz. Amatör de olsanız ilk kriter nasıl bir yolda parkurda bineceksiniz? Yolunuz genelde asfalt veya düzgün stabil bir yol mu yoksa dağ tepe taş parke çukurlar toz toprak mi? Şehirde asfaltta mı bineceksiniz daga tasa ormana mi götüreceksiniz?
Bu ürünler kocaman geniş dişli lastikli, önünde amortisörü olan ağır mi ağır ürünler 16 kilo civarı. Olabildiğince hafif bir alet alın ki binmek zulum olmasın. Dış görünüş yerine donanıma ozelliklerine para verin 12 13 kilo iyidir akıcı olması acısından nispeten daha ince tekerlekli, yoksa bi kere biner koyarsiniz kenara. Amortisörlü masaya gerek yok mesela. 28jant alırsanız tek pedal cevirisinizde daha fazla yol alırsınız daha ince lastil de sizi yormaz. Ruble aynakol oranlarindan filan bahsetmiyorumbu bütçeye zaten benzer donanımlar satılıyor.
Ben şahsen kron yerine bunu alırdım:
www.salcano.com
Yakınınızda salcano bayisi varsa daga da ucuza bırakıyorlar bayiler.
Carrro da bakılabilir.
www.decathlon.com.tr
Decathlon her yerde var kafanız rahat olur alet de iyi 1800tl. 13kg.

www.sahibinden.com
Bunu fotoğraflarını görün diye paylaşıyorum. Sıfırı hepsiburada'da filan da var 1130 tl. Tabi kadrosu çelik 14 15 kg olabilir.

Tecrübeli değilim. Ama hangi bisikleti almalıyım şeklinde okuduğum yazılarda "bilhassa engebeli arazide kullanmayacaksanız şehir bisikleti seçmelisiniz, daha az yorulursunuz" gibi bir görüş hakimdi. yani 1. tipi de daha güzel diğerlerine göre.

Boy ve bacak ölçünüz kadro ve cant seçimi için önemli, öncelikle buna dikkat edin.

1. evet. limitiniz değişmez.
2. müşteriye bağlı. bankayla konuşmanız lazım. öyle istemeyle olmuyor bazen.

2. yeni karta başvurmuş gibi olursun o zaman. prosedür neyse onu işletirler. otomatik olmaz.

Çok teşekkürler.

2. daha çok aidat ücreti geçirecekleri için seve seve bir üst kart modeline "geçirirler"

aboneliğiniz değil taahhüdünüz sona eriyor. önce bitsin bırakın. en fazla 5-6 gün taahhütsüz fiyattan ödersiniz o da çok değişmez. bence en garantisi öyle.

turkneti arayıp bir sorun, hattın taşınması için verdiğiniz imzalı belgelerin 3gün gibi bir geçerlilik süresi oluyor o süre geçince turk telekom kabul etmiyor tekrar imzalı belge istiyor.

Ver, turknet zaten belirttigin tarihte ttnet'i kapattiriyor, turknet'i açıyor.

Son ayın içinde cazma parası vs yok yasal olarak, son 30 gün içinde (garanti diye 29 diyelim) taşıma yapabilirsiniz.

Hatta arayıp ttnet sorun, onlar da cayma parasıı yok dediler bana. Bir iki ay önce taşıdım.

Siz şimdi yollayın evrakları, zaten cayma parası çıksa da 120 liraya kadar ödüyor turknet, ama yok cayma parası son ayın içinde.

Madem öyle bir referans numarası verelim bir ay bedava kullanın siz de biz de.

Şu an ücretsiz indirme hakkı veriyorsa ücretsizdir, bu kamyanya sadece bu günlük, bu haftalık vs olabilir. Ama ücretsizken aldığınızda artık sizindir, yani steam mantığını net bilmiyorum ama aynı mantık PSN Store'da da var.

Ücretsizken yakalayıp aldığın oyun bir kaç gün sonra parayla satılabiliyor.

support.steampowered.com

Oyunun sayfasında aksi belirtilmiyorsa sınırlı değil, hep sizin. Ama oyunun bazı özellikleri kısıtlı olabilir çünkü upgrade satın alma seçeneği var.

Hep ücretsiz. Dediğin gibi olduğunda belirtiyorlar.

hep ücretsiz. free to play oyun işte. oyun içinde bişeyler satan cinsten

Destiny 2 ucretsiz oldu ama expansionlar ücretli.
Kısacası oyuna alışıp bir yere gelince o noktada ya para harcayip expansion alacaksin ya da oyunu birakacaksin vs.
Mantiklari oyun icin transactionlardan vs para kazanmak.

kişiler ibb tarafından sosyal yardım alabilecek krtierleri karşılıyorsa oraya faturasını tanımlıyor. gelir düzeyi, ailede çalışan sayısı, ev kira mı? gibi sorular neticesinde sosyal yardıma hak kazanıyorsun. herkes fatura koyamıyor.

Ben de onu düşündüm, yoksa güzel proje.

ibb nin dogru kisileri sectigini düsünerek 1 faturada ben ödedim.

Evet yıllardır yaşadıklarımız hepimizi şüpheci hale getirdi. Ben de ödeme yapmadan önce "Ulan 500 tl su faturası mı olur? bizi mi kandırıyorlar" diyerek İstanbul'da yaşamadığım halde "Askıda fatura bırak" seçip ne istediklerine baktım. Öyle "hadi biri çıksın da benimkini ödesin" şeklinde fırsatçılığa ortam tanımadıklarını görünce, gönül rahatlığıyla birkaç adet ödedim.

sisteme fatura yükleyebilmek için önceden ibb'nin sosyal yardım alabilir listesinde olmak gerekiyor ve bu listeye girebilmek öyle kolay bir iş değil. hatta durumunuz kötü olsa dahi, çan eğrisine göre alındığını düşündüğümüz için tek çocuklu ailelere bu ünvan verilmeyebiliyor. nasıl verildiğinin kriterlerini sadece sosyal hizmetler müdürlüğü belirliyor diğer birimler dahi bu konuda bilgilendirilmiyor konu gizlilik içerisinde ilerliyor suistimal olmasın diye. gönül rahatlığı ile ödeyebilirsiniz. kesin bilgi.

ustasını bulabilirseniz tabi ki pres tuğla. son derece sağlam ve evladiyelik olur. tuğla askı aparatlarını, havalandırma boşluklarını pencere boşluğu gelen yerlerde kapatma detayı ve bir iki yerde genleşme derzini ayarlayacak işi bilen biri lazım ama. ışıklar firmasının ürünleri var dökümanı da vardır. alman halfen firmasının ürünlerine benzer üretim yapıyorlar onların da dökümanları var.

normal dediğiniz de direkt sıva boya olduğu için herkes yapabilir ama pres tuğla kadar sağlıklı ve uzun ömürlü olmaz.

Pres tuğladan kastınız içi dolgulu yalıtımlı tuğla mı? Yalıtımlı tuğlalar duvar yalıtımında işe yarasa da kolon ve kirişler ısı köprüsü oluşturuyor, onların dışarıdan ayrıca yalıtım edilmesi lazım.

Ha yok pres tuğla derken eskiden beri bildiğimiz içi delikli tuğla, yani şuysa;

n11scdn.akamaized.net

bunun ısı yalıtım için bir özelliği yok ki!

evet john haklı pres tuğla yalıtım malzemesi değil yanlış anlaşılma olmasın. yalıtımı koruyan kaplama malzemesidir.

ısı yalıtımı için boşluklı malzeme gerekir. bu boşluklar gaz betondaki gibi de olabilir eski delikli tuğlalar gibi de olabilir. gözenekli olsun yeter.

hangisinin daha iyi olduğunu inşaat mühendisi arkadaşlar bilir. ben akustikçi olarak bu kadar biliyorum.

ininal kullananlar ayda 2 tl kullanım ücreti ödüyordu yanlış hatırlamıyorsam, işlem yapınca da 1 tl olması lazım.

ooo hadi ya, garip bir sistemelri varmis.

Yanlız şu var, kullanmadığın ay ödemiyorsun. Yani içinde para yoksa aidat kesmiyolar, aylar sonra lazım oldu diyelim gittin para yatırdın, eski birikmiş borç çıkarmıyorlar.

ooo o zaman iyimis. tesekkür ederim.

Görünür ama pahalıya geleceğine eminim.

Kendiniz de deneyebilirsiniz. Daha yeni iki masa zımpara ve vernik yaptım.

Aynı rengi kullandığım için ahşap rengi görünene kadar zimoaralamadim. Üstün körü hızlıca makine ile geçtim. Sonra bulaşık süngeri ile vernik sürdüm kuruyunca daha ince zımpara ile elle yine hızlıca geçip iyice tozunu temizleyip yine sungerle bir kat vernik attım şahane oldu.

Zımparalanınca yüzeydeki cila/boya/vernik kalkar, ağacın ham haline döner. Sonra tekrar cilalarsınız.

Amacınız rengi açmak di mi?

Gece karanlıkta yapın, çok ürkütmeyin. Hatta mümkünse yeri değiştirmeyin, saksının etrafına ve üstüne bir koruma yapın geçici. Pet şişeden kesip rüzgarlık filan yapın mesela, üstüne şemsiye gibi bişey uydurun mesela.

saksının üstüne koruma yapma şansım yoktu. yağmur dinmeyince risk aldım. saksıyı kademeli olarak güvenli yere götürmeye karar verdim. ilk yer değişiminden sonra güvercin geldi yine yuvasına. bir-iki yer değişiminden sonra bulunduğu yer güvenli olur.

Kademeli olarak götürmek iyi fikir. O yuvaya gelmeden yapın ki anne ürkmesin.

Çabanız için gerçekten tebrikler, inşallah başarılı olursunuz. Ama şu anda problemimiz doğru anladıysam dedenin TC kimlik numarasına ulaşamamak di mi?

Nufusuna alınan amcanın alt soyundan kimse yok mu hayatta? Eğer yoksa tek bir yöntem kalır geriye, nufusda çalışan bir tanıdık bulup ya da tanımadık bir memura gidip tane tane bunları anlatmak ve rica etmek.

Askerlik yaptığı dönem ve yer bulunursa işler kolaylaşır.

Dedenizin o zamanki komşuları ve yakın arkadaşı olan kişileri de soruşturup kapsama alanınıza alın. Bakarsınız belki aile albümlerinde beraberce çektikleri fotoğraflar olabilir.

Mrb aynı durumdan bende muzdaribim rica ediyorum bana cvp verin dedenizin fotoğrafına ulasabildinizmi. Benim babam da hiç babasını görmemiş ve elinde tek bir fotoğraf yok onun hasretiyle yaşıyor ve hep bir yerlerde burukluk var. Araştırıp yanınıza denk geldim inan bana umud oldunuz.

Lütfen görün beni

Emlakçı sizden bir şey almaz. Kiralayandan 1 aylık kira bedeli komisyon alır. Başınız ağrımasın istiyorsanız, memur kefil, emekli kefil isteyebilirsiniz.

@anarsika Yani ben kimse ile muhattap olmuyorum, kiracilarin tek muhattapi emlakci olacak. su borusu patladi, kiraci hayirsiz cikti odedi, odemedi, girdi cikti ilgilendirmiyor. Emlakci her isimizi gorecek ben yine evin piyasa fiyati neyse o parayi alacagim oyle mi? Cok iyimis o zaman ev sahipleri icin bu emlakcilik muessesi ya.

sizin bahsettiğiniz şekilde bir hizmeti iyi bir şekilde almanız için, gerçekten düzgün bir emlakçı bulmanız şart, onlar da piyasada %5 falan anca vardır. böyle bir kişiye ben sizin yerinizde olsam; kiracı ve apartman yönetimi ilişkilerinin takibi ile, tadilat-tamirat takibi işleri için her sene 1 kira bedeli kadar komisyon vermeyi teklif ederdim.

bazı apartmanlar profesyonel yönetim ile idare ediliyor. eğer apartmanınız o şekilde ise, emlakçıya da takip için gerek kalmaz. profesyonel yönetici o işleri sizin için bila bedel takip eder. kafanız da hiç arkada kalmaz. emlakçıya da siz komisyon falan vermezsiniz, kiralama yapınca komisyonunu kiracıdan alır siz de aylık kiranızı hesabınıza alırsınız.

bir de şöyle bir şey var: gitmediğin yer senin değildir. ne kadar iyi kiracı, iyi emlakçı vb. bulmuş olsan bile, gelip gitmeyeceksen, kazık yemen, şikayet alman vb. olası.

Bence anarsika soruyu yanlış anladı. Benim bildiğim emlakçı o komisyonu ev sahibine kiracı buldu diye alıyor. Yoksa öyle evin bütün sorumluğunu alıp kiracıyla ilgilenme yok. Ne yani 20 sene kirada aynı kişi kalınca başta 1500 tl aldı diye o kadar süre her türlü sorunla mı ilgilenecek emlakçı...

Soruya gelince böyle sizin istediğiniz gibi bir şey yapıyor mu emlaköılar bilmiyorum ama belki kira üzerinden komisyona anlaşılabilir. Normalde ev sahibi ile kiracı sözleşme yapar ama herhalde bir de sizin emlakçıyla sözleşme yapmanız gerekir, emlakçının sorumlulukları vs.

Emlakçı komisyonu alır aradan çekilir. İlgilense ilgilense fiziki problemlerle altı ay ilgilenir, bir sene ilgilenir. İkinci aydan kiracı kirani yatırmazsa emlakçı napsin?

İskoçyada emlakçılar sizin dediğiniz sistemde çalışıyormuş belli ki yaşadığınız ülkede de öyle ama Türkiye’de emlakçı kira sözleşmesini hazırlar ve imzalatır biter işi.

@elorelia emlakci evle sevabina ilgilensin demiyorum zaten, atiyorum 1 yillik anlasacagiz, kira garantisi verecek bana, 12*1300 alacaksin desin mesela. Sonrasini artik pasa gonlu bilir, isterse evi bos tutsun ona kalmis, 1500den, 1600den kiraci bulur zaten. Aradaki fark, kendi ucreti iste. Bu cakallar adami ayakta uyutur zaten normal sartlar altinda, onu da biz mi ogretecegiz:) Emlakcilarin boyle bir hizmeti yok muymus Tr'de cidden?

babamın daireleriyle ilgilenen böyle bir emlakçısı vardı, kiraları o toplardı kiracılardan; faturaydı abonelikti aidattı hepsini o hallederdi, kalanı babama gönderirdi. sonra yavaş yavaş parayı kullanmaya başladığını fark ettim ben, kiralar gecikiyordu ki normalde pek olmaz. sonra direkt kiracılarla iletişime geçtim, meğerse kiracılar emlakçıya zamanında veriyorlarmış ama emlakçı geç ya da eksik gönderiyormuş babama; kirayı alamadım yarım aldım gibilerinden konuşuyormuş. tanıdık emlakçıydı bi de bu. faturalar ödenmemiş, su aboneliği mühürlenmiş, sonra bu emlakçı illegal bi şekilde açmış, aylarca bedava su kullanmışlar. emlakçı gidince bir baktık 3-4 bin lira cezasıydı osuydu busuydu masraf çıktı.

yapan bulunur ama yukarıda da dendiği gibi güvenilir biri lazım, bir de sürekli denetlendiğini hissetmesi lazım ki hamle yapmasın.

babam bana şu kadar kira ver gerisi senin gibi anlaşmıştı, artık kime kaça kitlerse o kadar alıyordu. bu pek mantıklı değil ama kira yüzdesi üzerinden bir ücret karşılığı anlaşılabilir.

İstediğiniz gibi profosyonel hizmet veren bir anlayış yok bizde, yapılabilecek en mantıklı şey dairenin olduğu bölgede çalışan bir emlakcıyla anlaşıp bulduğu kiracılar içerisinden ince eleyip sık dokuyup en mantıklı insanlara evi kiraya vermek.

Düzgün bir kiracı bulduktan sonra aslında pek de bir problem kalmıyor, abonelikler zaten kiracının üzerine, sizlik bir şey yok. Kiracı evden çıkmadığı sürece kirayı banka hesabınıza yatırır ve başka da bir iletişiminiz olmaz.

Evde bir problem olduğu zaman da halletmesini ve kiradan düşmesini söylersiniz olur biter, emin olun emlakcıdan daha ucuza gelir bu tür problem gidermeleri.

Emlakçı ile anlaşacaksınız. Aylık %10 ödeme yapacaksınız. Evin her şeyi ile ilgilenecek. Böyle emlakçılar var. Yer neresi bu arada?